Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Ticari hayatın en önemli ilkelerinden biri, dürüstlük ve güven esasına dayalı ilişkilerin korunmasıdır. Ancak işveren–işçi, ortak–ortak ya da şirket–bayi arasındaki ilişkilerde rekabet yasağı konusu çoğu zaman tartışma konusu olur. Rekabet yasağı, bir tarafın diğer tarafın menfaatlerini korumak amacıyla belirli bir süre, yer veya alan dahilinde aynı faaliyetleri yürütmemesi yükümlülüğüdür. Bu yasak, yalnızca sözleşmeye dayalı olarak değil, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve Türk Ticaret Kanunu (TTK) gibi yasal düzenlemelerle de desteklenmektedir.

Rekabet yasağına aykırılık halinde devreye giren en önemli mekanizma ise cezai şart uygulamalarıdır. Cezai şart, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması halinde ödemesi gereken bedeli ifade eder. Böylece taraflar arasında caydırıcılık sağlanır ve olası zararların tazmini kolaylaştırılır.

Ticari Rekabet Yasağı Nedir?

Rekabet yasağı, sadece ekonomik menfaatlerin korunması için değil, aynı zamanda iş ahlakının güçlendirilmesi için de önemlidir. İşveren ile işçi arasındaki sadakat ilişkisi, işçinin iş sözleşmesi sona erse bile bir süre devam eder. Bu nedenle rekabet yasağı, işçinin işverenle çalışırken edindiği özel bilgileri kullanarak işverenin zararına olacak bir faaliyet yürütmesini engellemektedir.

  • İşçi, iş sözleşmesi sona erdikten sonra belirli süre boyunca aynı sektörde rakip bir işte çalışamaz.

  • Ortaklar, şirketten ayrıldıktan sonra şirketin faaliyet alanında bağımsız iş yapamaz.

  • Bayiler, sözleşme süresince veya sonrasında rakip firmalarla ticari ilişkiye giremez.

Rekabet yasağının amacı, tarafların elde ettiği ticari sırların korunması, müşteri çevresinin haksız rekabetten etkilenmemesi ve taraflar arasında güven ilişkisinin devam etmesidir.

Rekabet Yasağının Hukuki Dayanakları

Kanun koyucu, rekabet yasağını düzenlerken özgür çalışma hakkı ile işverenin korunması arasındaki dengeyi gözetmiştir. Eğer yasağın kapsamı çok geniş tutulursa işçinin mesleğini icra etme hakkı zedelenebilir; çok dar tutulursa da işverenin ticari sırları korunamaz. Bu nedenle TBK ve TTK hükümleri, hem işverenin haklarını güvence altına almakta hem de işçinin haklarını sınırlı ölçüde kısıtlamaktadır.

  • Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 444-447: İşçi ve işveren arasındaki rekabet yasağını düzenler.

  • Türk Ticaret Kanunu (TTK): Ortakların ve şirket yöneticilerinin rekabet yasağına ilişkin hükümler içerir.

  • Borçlar Hukuku genel hükümleri: Sözleşme serbestisi çerçevesinde cezai şart düzenlemelerine olanak tanır.

Bu yasal dayanaklar, tarafların sözleşmelerinde rekabet yasağı ve cezai şart hükümleri koymasına imkan tanımaktadır.

Rekabet Yasağının Geçerlilik Şartları

Rekabet yasağının geçerliliği için getirilen süre, yer ve konu sınırlamaları, aslında ölçülülük ilkesinin bir yansımasıdır. Örneğin, tüm Türkiye’yi kapsayan ve 5 yıl süren bir rekabet yasağı, işçinin çalışma özgürlüğünü ihlal edeceği için geçersiz sayılabilir. Buna karşılık yalnızca belirli bir şehirde ve işverenin faaliyet alanıyla sınırlı bir yasak, geçerli kabul edilecektir.

  • Süre: Rekabet yasağı makul bir süreyle sınırlandırılmalıdır. TBK’ya göre bu süre en fazla 2 yıldır.

  • Yer: Rekabet yasağının coğrafi alanı belirlenmelidir.

  • Konu: Yasağın kapsamı, işverenin faaliyet alanıyla sınırlı olmalıdır.

  • Yazılılık: Rekabet yasağı mutlaka yazılı sözleşmede yer almalıdır.

Bu şartlara uymayan rekabet yasağı hükümleri geçersiz sayılır.

Rekabet Yasağının İşveren Açısından Önemi

İşverenler açısından rekabet yasağı, çalışanların iş ilişkisi boyunca edindikleri bilgilerin ve müşteri çevresinin korunmasını sağlar. Özellikle ticari sırların ifşa edilmesi, işverenin piyasadaki konumunu zayıflatabilir.

  • Müşteri çevresinin korunması

  • Üretim ve pazarlama stratejilerinin gizliliği

  • Çalışanların işverene sadakat yükümlülüğünün güçlendirilmesi

İşverenler için rekabet yasağı, uzun vadede şirketin sürdürülebilirliği açısından stratejik bir güvence niteliğindedir.

Rekabet Yasağına Aykırılık ve Sonuçları

Taraflardan birinin rekabet yasağına aykırı davranması halinde hukuki yaptırımlar devreye girer.

  • İşçi, rakip firmada çalışırsa işverene zarar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.

  • Ortak, rekabet yasağını ihlal ederse şirket, cezai şart talep edebilir.

  • Bayiler, rakip firmalarla çalıştığında sözleşme feshedilebilir.

Bu yaptırımların amacı, tarafların sözleşmeye sadık kalmasını sağlamak ve haksız rekabetin önüne geçmektir.

Cezai Şart Nedir?

Cezai şart, taraflardan birinin sözleşmeye aykırı davranması halinde ödemeyi kabul ettiği bedeldir. Rekabet yasağı ihlalinde en sık başvurulan yöntemlerden biridir.

  • Caydırıcılık sağlar.

  • Zararın ispatını kolaylaştırır.

  • Tarafların sözleşmeye bağlılığını güçlendirir.

Cezai şartın uygulanabilmesi için sözleşmede açıkça düzenlenmiş olması gerekir.

Cezai Şartın Türleri

Cezai şart, tarafların iradesiyle belirlendiği için her sözleşmede farklı şekilde düzenlenebilir. Örneğin, bazı sözleşmelerde rekabet yasağını ihlal eden işçiden belirli bir para cezası ödemesi talep edilirken, bazı sözleşmelerde işçinin bir yıllık maaşı tutarında tazminat ödemesi öngörülebilir. Bu durum, sözleşme serbestisi ilkesinin bir sonucudur; ancak mahkemeler, hakkaniyete aykırı cezai şartları indirerek taraflar arasındaki dengeyi sağlar.

  • İfa cezai şartı: Sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumunda uygulanır.

  • Seçimlik cezai şart: Taraf, ya sözleşmeyi ifa eder ya da cezai şartı öder.

  • İfa ile birlikte cezai şart: Hem ifa hem de cezai şart aynı anda talep edilebilir.

Rekabet yasağı sözleşmelerinde genellikle ifa ile birlikte cezai şart uygulaması tercih edilmektedir.

Cezai Şartın Geçerlilik Şartları

Cezai şart hükümlerinin geçerliliği de bazı koşullara bağlıdır.

  • Yazılı sözleşmede açıkça yer almalıdır.

  • Ölçülü ve makul olmalıdır.

  • Ahlaka ve kamu düzenine aykırı olmamalıdır.

  • Tarafların serbest iradesiyle belirlenmelidir.

Aşırı yüksek cezai şartlar, mahkeme tarafından hakkaniyet gereği indirilebilir.

Yargıtay Kararları Işığında Rekabet Yasağı ve Cezai Şart

Yargıtay, özellikle işçi–işveren arasındaki davalarda işçinin ekonomik özgürlüğünü koruyan kararlar vermektedir. Buna göre, işçinin çalışabileceği tüm sektörleri kapsayan ve aşırı yüksek cezai şart içeren sözleşmeler geçersiz sayılmaktadır. Ancak işverenin müşteri çevresi veya ticari sırlarının gerçekten zarar gördüğü davalarda, cezai şart uygulaması onaylanmakta ve işçi aleyhine hüküm kurulmaktadır.

  • Süre, yer ve konu sınırlaması olmayan rekabet yasağı geçersiz sayılmaktadır.

  • Aşırı yüksek cezai şartlar indirilmektedir.

  • İhlalin ispatı halinde işveren lehine tazminata hükmedilmektedir.

Bu kararlar, sözleşme hazırlanırken dikkat edilmesi gereken noktaları ortaya koymaktadır.

Dijital Çağda Rekabet Yasağı (2025)

Dijital ortamda rekabet yasağının ihlali, artık daha kolay tespit edilebilmektedir. Örneğin, işten ayrılan bir çalışanın LinkedIn üzerinden rakip firmada işe başladığını duyurması veya sosyal medya hesaplarında eski işverenin müşteri portföyünü hedef alan paylaşımlar yapması, ihlal delili olarak mahkemeye sunulabilmektedir. Bu nedenle günümüzde işverenler, rekabet yasağı hükümlerini sözleşmelerine koyarken dijital faaliyetleri de kapsayacak ifadeler kullanmaya başlamıştır.

  • Online iş ilanları ve dijital iş başvuruları

  • Sosyal medya üzerinden müşteri teması

  • Dijital veri hırsızlığı

Bu durum, işverenlerin rekabet yasağı hükümlerine daha sık başvurmasına neden olmaktadır.

Profesyonel Hukuki Destek

Rekabet yasağı ve cezai şart uygulamaları, hem işveren hem de çalışanlar için ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle sözleşme hazırlanırken veya ihlal durumunda profesyonel hukuk desteği alınması büyük önem taşır.

  • İşverenler için sözleşme hazırlanması ve revizyonu

  • İşçiler için haksız cezai şartlara karşı savunma yolları

  • Şirketler için rekabet yasağının uygulanması sürecinde danışmanlık

Avukat desteği, her iki taraf için de hak kayıplarının önlenmesini sağlar.

Ticari rekabet yasağı ve cezai şart uygulamaları, iş ilişkilerinde güvenin korunması ve haksız rekabetin önlenmesi açısından hayati önem taşır. Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu, bu konuda ayrıntılı düzenlemeler yaparak tarafların menfaatlerini dengelemeyi amaçlamıştır.

2025 yılında rekabet yasağı hükümlerinin dijitalleşen iş dünyasında daha fazla önem kazandığı görülmektedir. Hem işverenler hem de çalışanlar için bu hükümler ciddi sonuçlar doğurabileceğinden, sözleşmelerin titizlikle hazırlanması ve uzman desteği alınması gereklidir.

Leave a comment