Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Alacak-borç ilişkilerinde en çok başvurulan hukuki yollardan biri, ilamsız icra takibidir. İcra ve İflas Kanunu’na göre, elinde ilam (mahkeme kararı) bulunmayan alacaklılar dahi icra dairesine başvurarak takip başlatabilir. Takip başlatıldığında borçluya bir ödeme emri tebliğ edilir. Ancak borçlu, borcun kendisine ait olmadığını veya farklı nedenlerle geçerli olmadığını düşünüyorsa, belirli süre içerisinde itiraz hakkına sahiptir.

Borçlunun itirazı üzerine takip durur. Bu noktada alacaklı, alacağını tahsil edebilmek için itirazın iptali davası açmak zorundadır. 2025 yılı itibarıyla ödeme emrine itiraz ve itirazın iptali davası, hem alacaklılar hem de borçlular açısından sıkça karşılaşılan hukuki süreçlerden biridir.

Ödeme Emri Nedir?

Ödeme emri, icra dairesi tarafından borçluya gönderilen ve borcun belirli süre içinde ödenmesini talep eden resmi belgedir. İcra takibinin başlamasıyla birlikte düzenlenir.

  • Borcun türüne göre farklı ödeme emri türleri bulunur (adi alacak, kambiyo senetleri, kira alacağı vb.).

  • Ödeme emrinde borcun miktarı, dayanağı ve ödeme süresi yer alır.

  • Borçlu, ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 7 gün içinde itiraz edebilir.

Ödeme emri, borçlunun malvarlığına doğrudan etki eden ciddi sonuçlar doğurur. Eğer borçlu süresi içinde itiraz etmezse takip kesinleşir ve haciz aşamasına geçilir. Bu nedenle ödeme emrinin ciddiye alınması, hem borçlu hem de alacaklı açısından kritik önemdedir.

Ödeme Emrine İtiraz Hakkı

Borçlu, kendisine gelen ödeme emrine karşı 7 gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak itiraz edebilir. Bu itiraz, takibi durdurur.

  • Borcun hiç olmadığı

  • Borcun kısmen ödendiği

  • Alacağın zamanaşımına uğradığı

  • Borcun farklı kişiye ait olduğu

gibi nedenlerle itiraz edilebilir.

İtirazın gerekçeleri açık ve net şekilde belirtilmelidir. Çünkü borçlu daha sonra yeni bir itiraz sebebi ileri süremez. Bu aşamada yapılan hatalar, davanın kaybedilmesine yol açabilir.

İtirazın Hukuki Sonuçları

Borçlunun süresinde yaptığı itiraz, icra takibini durdurur. Artık alacaklı, takibe devam edebilmek için mahkeme yoluna gitmek zorundadır.

  • İtiraz ile takip durur.

  • Haciz veya satış işlemleri yapılamaz.

  • Alacaklı, 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa takip düşer.

Borçlunun haksız yere itiraz etmesi halinde, alacaklı davayı kazanırsa borçlu ayrıca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemek zorunda kalabilir. Bu düzenleme, kötü niyetli itirazların önüne geçmeyi amaçlamaktadır.

İtirazın İptali Davası Nedir?

Borçlunun yaptığı itirazın kaldırılması amacıyla alacaklının açtığı davaya itirazın iptali davası denir. Bu dava, alacaklıya alacağını tahsil etme imkânı tanır.

  • Yetkili mahkeme, borçlunun ikametgahındaki asliye hukuk mahkemesi veya sulh hukuk mahkemesidir.

  • Dava, alacağın varlığını ve geçerliliğini ispat etmeye yöneliktir.

  • Davanın kabulü halinde takip devam eder ve borçlu icra inkar tazminatı ile karşı karşıya kalabilir.

İtirazın iptali davası, çoğu zaman hızlı sonuçlanan ve icra hukukunda kritik öneme sahip davalardan biridir. Alacaklıların hak kaybı yaşamaması için süresinde açılması gerekir.

İtirazın İptali Davasında İspat Yükü

İspat yükü, kural olarak alacaklıya aittir. Alacaklı, alacağını ispat edemezse dava reddedilir.

  • Yazılı sözleşmeler, senetler, faturalar

  • Tanık beyanları

  • Banka dekontları

  • Ticari defter kayıtları

mahkemede en sık kullanılan delillerdir.

Borçlunun ileri sürdüğü itirazlar, delillerle desteklenmelidir. Aksi halde mahkeme, borçlunun savunmasını dikkate almaz. Bu nedenle hem alacaklı hem de borçlu için delil toplama aşaması kritik öneme sahiptir.

İtirazın İptali Davasının Süresi

İcra ve İflas Kanunu’na göre, borçluya yapılan ödeme emrine karşı itirazın ardından, alacaklı en geç 1 yıl içinde itirazın iptali davası açmalıdır.

  • 1 yıl içinde dava açılmazsa takip düşer.

  • Yeniden takip başlatmak için baştan işlem yapılması gerekir.

  • Bu durum, alacaklı açısından ciddi zaman ve maliyet kaybı doğurur.

Uygulamada, çoğu alacaklı dava açma süresini kaçırdığı için hak kaybı yaşamaktadır. Bu nedenle sürecin profesyonel bir avukat ile takip edilmesi önerilir.

İtirazın İptali Davasının Sonuçları

Mahkeme davayı kabul ederse, borçlunun itirazı iptal edilir ve takip kaldığı yerden devam eder.

  • Alacaklı, haciz ve satış işlemlerine başlayabilir.

  • Borçlu, borcunu ödemek zorunda kalır.

  • Borçlunun kötü niyetli olduğu tespit edilirse icra inkar tazminatına mahkum edilir.

Dava reddedilirse, alacaklı aynı alacak için yeniden icra takibi başlatamaz. Bu durumda alacaklı için en uygun yol, genel hükümlere göre alacak davası açmaktır.

İcra İnkar Tazminatı

İtirazın iptali davasında alacaklı haklı bulunursa, mahkeme borçluyu icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edebilir.

  • Tazminat oranı, alacağın en az %20’sidir.

  • Amaç, borçlunun kötü niyetli itirazlarını önlemektir.

  • Alacaklı, hem alacağını hem de ek tazminatı tahsil edebilir.

İcra inkar tazminatı, yalnızca alacaklının haklı çıkması halinde hükmedilir. Bu nedenle borçlular, sırf süreci uzatmak amacıyla itirazda bulunmaktan kaçınmalıdır.

Yargıtay Kararları Işığında Uygulama

Yargıtay içtihatlarına göre;

  • Borcun varlığına dair yazılı delil bulunması davada belirleyicidir.

  • Borçlunun dayanaksız itirazları reddedilmektedir.

  • Borçlu, ödeme yaptığını iddia ediyorsa bunu mutlaka belgelemek zorundadır.

Yargıtay kararları, alt mahkemeler için yol gösterici niteliktedir. Bu nedenle tarafların dava stratejilerini hazırlarken yüksek mahkeme kararlarını dikkate alması önemlidir.

Uygulamada Sık Yapılan Hatalar

İtirazın iptali davalarında tarafların yaptığı hatalar, sürecin kaybedilmesine neden olabilir.

  • Alacaklıların dava açma süresini kaçırması

  • Borçluların itirazlarını belgeleyememesi

  • Eksik veya yanlış dilekçe hazırlanması

  • Delillerin zamanında sunulmaması

Bu hataların önlenmesi için sürecin uzman avukatlar aracılığıyla yürütülmesi büyük önem taşır.

Dijital Çağda Ödeme Emrine İtiraz

2025 yılında e-tebligat ve UYAP sistemi ile ödeme emirleri artık elektronik ortamda da tebliğ edilmektedir.

  • Tebligat, e-devlet üzerinden yapılabilir.

  • Borçlu, 7 günlük süresini e-tebligat tarihinden itibaren hesaplar.

  • İtiraz dilekçeleri UYAP sistemi üzerinden sunulabilir.

Dijitalleşme, süreci hızlandırsa da, tebligatın gözden kaçması halinde ciddi hak kayıplarına yol açabilir. Bu nedenle e-tebligat kutusunun düzenli kontrol edilmesi gerekir.

Atakan Ayhan Hukuk Bürosu ile Profesyonel Destek

Ödeme emrine itiraz ve itirazın iptali davaları, hem alacaklı hem de borçlu açısından teknik bilgi gerektiren süreçlerdir. Usule uygun yapılmayan işlemler, hak kayıplarına neden olabilir.

Avukat Atakan Ayhan ve ekibi, icra ve iflas hukuku alanındaki deneyimleriyle ödeme emrine itiraz ve itirazın iptali davalarında profesyonel hukuki destek sunmaktadır.

Ödeme emrine itiraz ve itirazın iptali davası, icra takibinin en kritik aşamalarından biridir. Borçlunun süresinde yaptığı itiraz takibi durdururken, alacaklının dava açması gerekmektedir. Davanın kabulü halinde takip devam eder ve borçlu icra inkar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.

2025 yılı itibarıyla dijital tebligat ve hızlı yargılama süreçleri bu davaların önemini artırmıştır. Hem borçlular hem de alacaklılar açısından uzman desteğiyle süreci yürütmek, hak kayıplarını önleyecek en güvenli yoldur.

Leave a comment