Velayet, ebeveynlerin çocukları üzerindeki bakım, eğitim, temsil ve koruma sorumluluğunu ifade eden en temel aile hukuku kavramlarından biridir. Türk Medeni Kanunu’na göre çocukların velayeti, anne ve babaya birlikte aittir. Ancak boşanma, ayrılık ya da ebeveynlerden birinin vefatı gibi durumlarda velayet, mahkeme kararıyla düzenlenir. Velayet davası, özellikle boşanma sonrası çocukların hangi ebeveynin yanında kalacağı, hangi koşullarda diğer ebeveynle kişisel ilişki kurulacağı gibi hayati kararları içerir. Çocuğun psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimini doğrudan etkileyen bu kararlar, mahkemeler tarafından büyük bir hassasiyetle verilir. 2025 yılı itibarıyla mahkemeler artık yalnızca ebeveynlerin taleplerini değil, çocuğun üstün yararını merkez alarak karar vermektedir.
Velayet Davası Hangi Hallerde Açılır?
Velayet davası açılması için çeşitli hukuki zeminler bulunur. En yaygın neden boşanma davası sırasında velayet düzenlemesinin yapılamaması ya da boşanma sonrası koşulların değişmesidir. Örneğin boşanma esnasında velayet bir tarafa verilmiş ancak yıllar sonra o ebeveynin ekonomik, sağlık veya sosyal koşulları değişmişse diğer ebeveyn velayetin değiştirilmesi için dava açabilir. Ayrıca evlilik dışı doğan çocukların velayetinin düzenlenmesi, evlat edinme sonrası velayet ihtilafları ya da bir ebeveynin ölümü halinde de velayet davaları gündeme gelir. Tüm bu hallerde mahkeme, velayet hakkını belirlerken tamamen çocuğun menfaatine göre hareket eder.
Velayet Davasında Mahkemenin Yetkisi
Velayet davası, Aile Mahkemesi’nde açılır. Davalı ve davacının ikametgahına bağlı olarak yetkili mahkeme belirlenir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyorsa, davalı tarafın bulunduğu yer mahkemesi yetkili kabul edilir. İstanbul gibi büyük şehirlerde Aile Mahkemeleri, velayet davalarında oldukça yoğun dosya yüküne sahip olsa da özel olarak bu davalara bakan ve çocuk psikolojisine duyarlı şekilde hareket eden uzman hakimler görev yapmaktadır. Mahkemeler, özellikle çocukların pedagojik gelişimini korumak adına alanında uzman bilirkişilerden ve pedagoglardan da rapor alır.
Velayet Davasında Gerekli Belgeler ve Hazırlık
Velayet davası açmadan önce davacının detaylı bir dosya hazırlığı yapması gerekir. Kimlik belgeleri, çocuğun doğum belgesi, mevcut velayet kararları, sağlık raporları, eğitim durumu, ekonomik gelir belgeleri, konut ve yaşam koşullarını gösteren belgeler dosyaya eklenmelidir. Özellikle çocuğun yaşam koşullarını etkileyen yeni durumlar (anne ya da babanın evlenmesi, şiddet iddiaları, alkol-madde bağımlılığı, işsizlik, taşınma, sağlık sorunları vb.) ayrıntılı şekilde ispatlanmalıdır. Mahkemeler somut ve inandırıcı delillere dayanarak velayet değişikliğine karar verir. Sadece beyanla değil, belgelerle desteklenen dosyalar başarı şansını artırır.
Velayet Davasında Çocuğun Görüşü ve Pedagog Raporları
2025 yılı itibarıyla velayet davalarında çocukların psikolojik durumları, eğitim hayatları ve kişisel istekleri daha fazla dikkate alınmaktadır. Özellikle belli bir yaş ve olgunluk seviyesindeki çocukların görüşleri bizzat hakim tarafından dinlenir. Çocuğun beyanları, doğrudan velayeti belirlemez ancak önemli bir göstergedir. Mahkeme ayrıca pedagog ve psikolog raporlarıyla çocuğun duygusal gelişimini, ebeveynlerle ilişkisini ve psikolojik uyumunu değerlendirir. Tarafların birbirine yönelik suçlamalarının, çocuğu manipüle etmek için kullanılıp kullanılmadığı da titizlikle incelenir. Çocuğun manipüle edilmesi, velayet hakkını olumsuz etkileyebilir.
Velayet Davasında Mahkemenin Dikkate Aldığı Kriterler
Mahkemeler velayet kararını verirken öncelikle çocuğun üstün yararını temel alır. Tarafların ekonomik durumu, barınma imkanları, eğitim olanakları, ahlaki tutumları, sağlık durumları ve sosyal çevreleri detaylı şekilde incelenir. Aynı zamanda ebeveynlerin çocukla olan duygusal bağları, geçmişte gösterdikleri bakım ve ilgi düzeyi de dikkate alınır. Örneğin bir ebeveynin çalışıyor olması velayeti kaybetmesi anlamına gelmez; çocuğun bakım ihtiyaçları başka yollarla da sağlanabiliyorsa bu göz önünde bulundurulur. Çocukla güçlü bir iletişim kuran, duygusal ihtiyaçlarını karşılayan ve eğitim hayatına katkı sağlayan ebeveynler lehine kararlar çıkması olasılığı yüksektir.
Velayet Değişikliği Davaları
Boşanma sonrası verilen velayet kararları kesin değildir. Zamanla ortaya çıkan yeni gelişmeler ışığında velayetin değiştirilmesi mümkündür. Örneğin; velayet hakkına sahip ebeveynin çocuğa kötü muamele etmesi, çocuğun eğitiminin aksaması, ekonomik gücünün tamamen kaybolması ya da çocuğun başka şehirde eğitim görmek istemesi gibi hallerde velayet değişikliği talep edilebilir. Ancak her velayet değişikliği talebi mahkeme tarafından ciddi şekilde incelenir ve aceleyle karar verilmez. Davacı tarafın değişikliği haklı kılan somut gerekçelerle dosyasını güçlendirmesi gereklidir.
İstanbul’da Velayet Davalarının Pratik Seyri
İstanbul gibi büyük şehirlerde velayet davaları hem boşanma aşamasında hem de sonrasında yoğun şekilde açılmaktadır. Özellikle çocukların özel okul, sağlık ve sosyal yaşam gereksinimleri, velayet kararlarını etkileyen başlıca unsurlardandır. Mahkemeler, çocuk psikolojisini korumak amacıyla dosyaları pedagoglar, çocuk gelişimi uzmanları ve sosyal hizmet uzmanlarının desteğiyle yürütmektedir. İstanbul Aile Mahkemeleri’nin özel uzman heyetleri, çocukların pedagojik değerlendirmelerinde aktif rol üstlenmektedir. Aynı zamanda arabuluculuk ve uzlaşma yöntemleri de zaman zaman velayet davalarında çözüm aracı olarak kullanılmaktadır.
Velayet Davasında Avukatın Rolü
Velayet davaları aile hukukunun en hassas ve en duygusal davalarından biridir. Bu nedenle profesyonel ve tecrübeli bir avukatla çalışmak son derece önemlidir. Avukat, mahkemeye sunulacak delilleri en güçlü şekilde hazırlar, pedagojik değerlendirmelere uygun savunma stratejisi geliştirir ve çocuğun menfaatinin en iyi şekilde korunmasını sağlar. Ayrıca usul hatalarının önlenmesi ve sürecin hızla tamamlanabilmesi için avukat desteği şarttır. Avukat; hem davacı hem de davalı taraf adına etkin bir hazırlık süreci yöneterek hak kayıplarının önüne geçer.