Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle farklı ülkelerden kişilerin evlilik yapması artık çok yaygın hale gelmiştir. Türkiye’de de yabancı uyruklu kişilerle yapılan evliliklerin sayısı her geçen yıl artmaktadır. Ancak bu tür evliliklerin sona erdirilmesi yani boşanma aşamasında ortaya çıkan hukuki süreçler, yalnızca klasik aile hukuku kurallarıyla değil, aynı zamanda milletlerarası özel hukuk hükümleriyle de şekillenir. Yabancı uyruklu eşle boşanma davalarında yetki, uygulanacak hukuk, tanıma ve tenfiz gibi özel konular devreye girer. Bu nedenle yabancı uyruklu eşten boşanma davaları, çok daha teknik ve dikkat gerektiren bir yargılama sürecine dönüşür. Tarafların farklı vatandaşlıklarının olması, ikamet adreslerinin ayrı ülkelerde bulunması veya evliliğin farklı hukuk sistemleri etkisinde gerçekleşmesi, davayı karmaşık hale getirir.
Türkiye’de Hangi Mahkeme Yetkilidir?
Yabancı uyruklu eşten boşanma davalarında ilk sorulması gereken soru, hangi mahkemenin yetkili olduğudur. Türkiye’de boşanma davası açılabilmesi için genellikle taraflardan en az birinin Türkiye’de ikamet etmesi ya da Türk vatandaşlığının bulunması aranır. Türk vatandaşının yurtdışında ikamet etmesi halinde de Türkiye’de dava açılabilir. Türk Medeni Kanunu ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) bu konuda temel yasal dayanağı oluşturur. İstanbul gibi büyük şehirlerde, çok sayıda yabancının yaşaması nedeniyle yabancı eşle boşanma davaları yoğun şekilde görülmektedir. Özellikle İstanbul Aile Mahkemeleri, uluslararası boşanma davalarında geniş tecrübe kazanmış durumdadır.
Uygulanacak Hukukun Belirlenmesi
Yabancı uyruklu eşten boşanma davalarında hangi ülkenin hukukunun uygulanacağı da kritik bir konudur. Tarafların ortak vatandaşlığı varsa, genelde bu ülkenin hukuku uygulanır. Taraflar farklı vatandaşlıklara sahipse ve ortak ikametgahları Türkiye ise, Türk hukuku uygulanabilir. Ancak taraflar kendi aralarında yapacakları yazılı anlaşmayla hangi hukuk sisteminin geçerli olacağını da belirleyebilirler. MÖHUK hükümleri gereği, uluslararası evliliklerde tarafların iradelerine büyük önem verilir. Eğer eşlerin farklı ülkelerde malları, çocukları veya borçları varsa, bu durum mal paylaşımı, velayet ve nafaka davalarında farklı hukuk sistemlerinin çakışmasına yol açabilir.
Tanıma ve Tenfiz Süreci
Eşlerden biri başka bir ülkede boşanma davası açıp boşanmışsa, bu kararın Türkiye’de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Tanıma davası, yabancı mahkeme kararının Türkiye’de geçerli sayılmasını sağlar. Tenfiz ise, kararın Türkiye’de icra edilebilir hale gelmesi anlamına gelir. Özellikle velayet, nafaka ve mal paylaşımı kararlarının Türkiye’de uygulanabilmesi için tenfiz kararı alınması şarttır. Tanıma ve tenfiz davaları usulüne uygun belgelerle ve eksiksiz hazırlanmalıdır. Türk mahkemeleri, kararın kesinleşmiş olmasına ve kamu düzenine aykırı olmamasına dikkat eder.
Velayet ve Çocuk Hakları
Yabancı uyruklu eşle yapılan evliliklerden doğan çocukların velayet düzenlemeleri uluslararası boyutta daha da hassas hale gelir. Çocukların menfaatleri her zaman ön planda tutulsa da, tarafların farklı ülkelerde yaşaması nedeniyle fiili zorluklar ortaya çıkabilir. Mahkemeler, çocukların eğitim, sağlık, sosyal uyum ve psikolojik durumlarını değerlendirirken, uluslararası sözleşmelere ve çocuğun üstün yararına büyük önem verir. Özellikle 1980 tarihli Lahey Çocuk Kaçırmanın Hukuki ve Uluslararası Sonuçlarına İlişkin Sözleşme hükümleri, velayet ve çocuk teslimi konusunda sıkça devreye girer. Türkiye, bu sözleşmeye taraf olduğu için uluslararası velayet uyuşmazlıklarında aktif işbirliği sağlar.
Mal Paylaşımı ve Uluslararası Malvarlığı Sorunları
Yabancı uyruklu eşle yapılan evliliklerde mal paylaşımı da önemli bir sorundur. Tarafların farklı ülkelerde bulunan taşınmazları, banka hesapları, ticari ortaklıkları ve miras hakları, boşanma sonrası paylaşımı karmaşık hale getirir. Evlilik sırasında hangi mal rejiminin geçerli olduğu, hangi ülkenin hukukuna tabi olduğu ve sözleşme yapılıp yapılmadığı incelenir. Türk hukukunda genelde “edinilmiş mallara katılma rejimi” uygulanırken, bazı durumlarda tarafların yaşadığı ülkenin mal rejimi hükümleri de devreye girebilir. Bu yüzden uluslararası mal paylaşımı davalarında hem Türkiye’deki hem yabancı ülkedeki malvarlığı detaylı araştırılır.
İstanbul’da Yabancı Uyruklu Boşanma Davalarının Pratikteki Seyri
İstanbul gibi kozmopolit şehirlerde, yabancı uyruklu eşlerle ilgili boşanma davalarında yargı organları oldukça tecrübelidir. Özellikle uluslararası evlilik sözleşmeleri, ortak vatandaşlık sorunları, çocukların velayeti ve mal paylaşımı gibi konularda İstanbul Aile Mahkemeleri özel bilirkişi raporları, tercüme edilmiş belgeler ve diplomatik kanallarla iletişim halinde hareket eder. Türk mahkemeleri, delil değerlendirmesinde hem yerli hem de yabancı resmi makamlardan alınan belgeleri dikkate alır. Aynı zamanda konsolosluk onaylı belgeler ve apostil işlemleri de süreçte önem taşır. Avukatlar, bu teknik detayları doğru yöneterek davanın başarısını doğrudan etkiler.
Yabancı Eşten Boşanma Davasında Avukatın Rolü
Uluslararası boşanma davaları yalnızca aile hukuku bilgisi değil, aynı zamanda milletlerarası özel hukuk, yabancı mevzuatlar ve diplomatik usuller hakkında da geniş bilgi gerektirir. Bu nedenle böyle davalarda uzman bir boşanma avukatıyla çalışmak büyük önem taşır. Avukat; yetki uyuşmazlıklarını çözer, uygulanacak hukuku tespit eder, tanıma ve tenfiz davalarını yürütür, uluslararası belgeleri doğru hazırlar ve süreci hızlandırır. Özellikle tarafların farklı ülkelerde bulunması nedeniyle delil toplama, tebligat işlemleri ve mahkeme takibi profesyonel yönetilmezse ciddi hak kayıpları yaşanabilir.