Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Sigorta sistemlerinde ekspertiz raporları, hasar tespiti ve tazminat hesaplamalarının temelini oluşturur. Sigorta şirketleri, hasar ihbarı yapıldığında olayın niteliğini ve zarar miktarını belirlemek amacıyla eksperleri devreye sokar. Ekspertiz raporu, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünü doğrudan etkileyen en kritik belge haline gelir. Ancak bu raporlar her zaman doğru ve eksiksiz hazırlanmayabilir. Eksperin olay yerinde yeterli inceleme yapmaması, yanlış değerlendirme yapması, eksik belge incelemesi veya tarafsızlığını yitirmesi gibi durumlarda hatalı ekspertiz raporları ortaya çıkabilir. Bu hatalı raporlar, sigortalının hak ettiği tazminatı alamamasına veya eksik almasına yol açabilir ve ciddi mağduriyetler doğurur.

Hatalı Ekspertiz Raporu Nasıl Ortaya Çıkar?

Ekspertiz raporlarının hatalı olması, çoğu zaman sigortalının dikkatli incelemesi veya bağımsız bir uzmanın değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Özellikle karmaşık hasar olaylarında, teknik detayların yanlış yorumlanması veya eksik değerlendirilmesi sıkça görülür. Örneğin trafik kazalarında hasarın kapsamının yanlış belirlenmesi, konut sigortasında su sızıntısı ya da yangının nedeninin hatalı tespiti, işyeri sigortasında makinelerin değerinin yanlış hesaplanması gibi birçok örnek sayılabilir. Eksperin hasarın gerçek boyutunu küçültmesi ya da tamamen reddetmesi, sigortalı için doğrudan ekonomik zarara yol açar. Bu gibi durumlarda sigortalı, sigorta şirketinin ödeme kararını kabul etmeyerek dava yoluna başvurma hakkına sahip olur.

Ekspertiz Raporuna Karşı Hangi Hukuki Yollar Mevcut?

Sigortalının ekspertiz raporuna itiraz etme hakkı vardır. İlk aşamada sigorta şirketi nezdinde yeniden değerlendirme talebinde bulunulabilir. Sigorta şirketi ek inceleme yapılmasını veya başka bir eksper atanmasını kabul edebilir. Ancak çoğu durumda sigorta şirketi ilk raporu esas alarak ödeme yapmaktan kaçınır. Bu noktada sigortalının yasal hak arayışı başlar. Türkiye’de sigortalılar, hatalı ekspertiz raporlarına karşı iki temel hukuk yoluna başvurabilirler: Sigorta Tahkim Komisyonu ve mahkemeler. Tahkim, daha hızlı ve düşük maliyetli bir çözüm sunarken, mahkeme süreci daha kapsamlı ve detaylı delil incelemesine dayanır. Hangi yolun tercih edileceği, olayın karmaşıklığına ve sigorta şirketinin tutumuna bağlıdır.

Sigorta Tahkim Komisyonu Başvurusu 2025

2025 yılı itibarıyla Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarının çözümünde Türkiye’de aktif şekilde kullanılan hızlı bir alternatif çözüm mekanizmasıdır. Hatalı ekspertiz raporlarına karşı sigortalı, öncelikle sigorta şirketine resmi başvuruda bulunmak zorundadır. Şirketin olumsuz yanıt vermesi veya 15 gün içinde cevap vermemesi halinde tahkim süreci başlatılabilir. Tahkim sürecinde bağımsız bilirkişiler dosyayı değerlendirir ve eksper raporunun hatalı olup olmadığına karar verir. Tahkim kararları bağlayıcıdır ve mahkeme kararı niteliği taşır. Ancak kararların iptali için sınırlı sebeplerle mahkemeye başvurulabilir. Tahkim yolu, özellikle düşük ve orta tutarlı tazminat uyuşmazlıklarında son derece etkili sonuçlar verir.

Mahkemeye Başvurarak Dava Açmak

Hatalı ekspertiz raporuna karşı doğrudan mahkemeye başvurmak da mümkündür. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan sigorta tazminat davasında sigortalı, ekspertiz raporunun hatalı olduğunu delilleriyle ortaya koymak durumundadır. Mahkeme, genellikle kendi atadığı bağımsız bilirkişilerden yeni rapor alarak olayın teknik boyutunu yeniden değerlendirir. Mahkeme sürecinde ekspertiz raporunun hazırlık aşaması, inceleme kapsamı, eksperin uzmanlığı, tarafsızlığı ve raporun gerekçelendirilme düzeyi detaylı şekilde incelenir. Eksperin ihmali, önyargılı davranışı veya eksik değerlendirmesi tespit edilirse, sigortalının talebi kabul edilerek sigorta şirketinin ödeme yapmasına hükmedilebilir. Mahkeme süreci daha uzun sürse de büyük meblağlı tazminat uyuşmazlıklarında genelde tercih edilir.

Ekspertiz Hatalarının Sigorta Şirketine Etkisi

Ekspertiz raporu sigorta şirketi açısından bağlayıcı değildir; ancak çoğu şirket, kendi eksperlerinin raporlarını ödeme kararı için esas alır. Hatalı rapor sonucu yapılan eksik ödeme, sigorta şirketinin haksız kazanç elde etmesine yol açabilir. Mahkemeler ve tahkim mercileri, eksper hatasından dolayı sigorta şirketinin sorumluluğunu doğrudan kabul eder ve tazminatın tam ödenmesine karar verebilir. Sigorta şirketleri, eksik ödeme yapmaları halinde icra ve faiz yükümlülüğüyle de karşı karşıya kalırlar. Bu durum sigortalının dava yoluyla hakkını aramasını daha da anlamlı kılar.

Ekspertiz Raporlarında Karşılaşılan Tipik Hatalar

Ekspertiz raporlarında sıkça rastlanan hatalar arasında hasar bedelinin düşük hesaplanması, olayın meydana gelme şeklinin yanlış değerlendirilmesi, gizli hasarların göz ardı edilmesi ve kusur oranlarının hatalı belirlenmesi yer alır. Ayrıca eksperin inceleme yapmadan masa başında rapor hazırlaması, teknik uzmanlığı olmadan karar vermesi ya da tarafsızlığını yitirmiş olması gibi sorunlar da ciddi mağduriyet yaratır. Bu tür hatalar, yalnızca sigortalının maddi kaybına değil aynı zamanda hukuki süreçlerin de uzamasına yol açar.

Sigorta Hukukunda Avukat Desteğinin Önemi

Ekspertiz hataları nedeniyle açılan sigorta davaları teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren karmaşık süreçlerdir. Sigorta hukukunda uzmanlaşmış bir avukatla çalışmak, sigortalının hak kaybı yaşamadan en doğru stratejiyle ilerlemesini sağlar. Avukat, poliçe hükümlerini analiz eder, bilirkişi raporlarına itirazları organize eder ve sigorta şirketinin savunmalarına karşı etkili argümanlar sunar. Özellikle yüksek tutarlı hasar davalarında profesyonel hukuk desteği, davanın hem süresi hem sonucu açısından belirleyici olur.

2025 Yılında Dava Süreçlerinde Beklentiler

2025 yılı itibarıyla Türkiye’de sigorta uyuşmazlıkları artan oranda tahkim ve bilirkişi ağırlıklı yürütülmektedir. Mahkemeler, bilirkişi raporlarının objektif hazırlanmasını sağlamak için denetim mekanizmalarını sıkılaştırmaktadır. Ayrıca sigortalılar, artık daha fazla bilinçli davranarak ekspertiz raporlarını detaylı incelemekte ve haklarını dava yoluyla aramaktan çekinmemektedir. Sigorta şirketlerinin de bu artan hukuki baskı karşısında daha dikkatli ve şeffaf davranmaya yöneldiği görülmektedir. Bu da önümüzdeki süreçte sigortalı lehine daha adil kararların çıkmasına zemin hazırlamaktadır.

Leave a comment